
"Der tarîk-ı Aczmendî lazım âmed çâr çîz: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey azîz !" (4.Mektub) ifadeleri ile hülasa edilen tarîk-ı Aczmendî, bu emr-i Üstadânelerinin delaleti ile, bizzat Hz.Üstad (r.a) tarafından tesmiye edilmiş ve Risale-i Nur hareketinin bir tarikat olduğu emredilmiştir. Yani, "ACZMENDÎ" Risale-i Nur eserlerinin ve hareketinin diğer bir ismidir. Lûgât manası itibarıyla "acizlik", "kulun Allah'a karşı aczini idrak etmesi" olarak tarif edilse de, hem ıstılahî bir kelime hem de özel bir isim olarak Risale-i Nur'daki bütün mânâ ve düsturları bünyesinde ve manasında ihtiva etmektedir. Kısaca şöyle söylenebilir ki: Seriüsseyr olan bu zamanın evladına bir ikram-ı İlahî olarak ihsan edilen ve seyr ü sülûkünü dört hatvede tamamlayan, acz-fakr-şefkat-tefekkür olarak da isimlendirilen gayet kısa ve selametli bir tarîkdır.
Bu tarife ilaveten deriz ki:
"Ümmetin beklediği ahirzamanda gelecek zatın üç vazifesinden en mühimi, en büyüğü ve en kıymettarı olan iman-ı tahkikiyi neşr ve ehl-i imanı dalaletten kurtarmak cihetiyle, o en ehemmiyetli vazifeyi aynen bitemamiha Risale-i Nur'da görmüşler. İmam Ali (r.a.) ve Gavs-ı Azam (k.s) ve Osman-ı Halidî (k.s) gibi zatlar, bu nokta içindir ki, o gelecek zatın makamını Risale-i Nur'un şahs-ı manevisinde keşfen görmüşler gibi işaret etmişler. Bazan da o şahs-ı manevîyi bir hadimine vermişler, o hadime mültefitane bakmışlar. Bu hakikattan anlaşılıyor ki, sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik edecek. O Zat'ın ikinci vazifesi, şeriatı icra ve tatbik etmektir... O Zat'ın üçüncü vazifesi, hilafet-i İslamiyeyi, ittihad-ı İslam'a bina ederek, İsevî ruhanileriyle ittifak edip din-i İslam'a hizmet etmektir...(Sikke-i Tasdik-i Gaybî)
Bu ifadelerden hareketle;
Risale-i Nur (Aczmendîlik) hareketi, alem-i İslam'da zuhur ederek, nifak perdesi altında şeriat-ı İslamiyenin tahribine çalışan ve onu tahrib edip cemiyet hayatının en ücra köşesinden dahi söküp atmaya muvaffak olan süfyan komitesinin rejim-i bid'akârânesini yıkıp yerine ahkâm-ı İlahiyeyi kuracak olan harekettir. Risale-i Nur Külliyatı ise bu hareketin programı ve düsturlar mecmuasıdır.
Bu tarife ilaveten deriz ki:
"Ümmetin beklediği ahirzamanda gelecek zatın üç vazifesinden en mühimi, en büyüğü ve en kıymettarı olan iman-ı tahkikiyi neşr ve ehl-i imanı dalaletten kurtarmak cihetiyle, o en ehemmiyetli vazifeyi aynen bitemamiha Risale-i Nur'da görmüşler. İmam Ali (r.a.) ve Gavs-ı Azam (k.s) ve Osman-ı Halidî (k.s) gibi zatlar, bu nokta içindir ki, o gelecek zatın makamını Risale-i Nur'un şahs-ı manevisinde keşfen görmüşler gibi işaret etmişler. Bazan da o şahs-ı manevîyi bir hadimine vermişler, o hadime mültefitane bakmışlar. Bu hakikattan anlaşılıyor ki, sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik edecek. O Zat'ın ikinci vazifesi, şeriatı icra ve tatbik etmektir... O Zat'ın üçüncü vazifesi, hilafet-i İslamiyeyi, ittihad-ı İslam'a bina ederek, İsevî ruhanileriyle ittifak edip din-i İslam'a hizmet etmektir...(Sikke-i Tasdik-i Gaybî)
Bu ifadelerden hareketle;
Risale-i Nur (Aczmendîlik) hareketi, alem-i İslam'da zuhur ederek, nifak perdesi altında şeriat-ı İslamiyenin tahribine çalışan ve onu tahrib edip cemiyet hayatının en ücra köşesinden dahi söküp atmaya muvaffak olan süfyan komitesinin rejim-i bid'akârânesini yıkıp yerine ahkâm-ı İlahiyeyi kuracak olan harekettir. Risale-i Nur Külliyatı ise bu hareketin programı ve düsturlar mecmuasıdır.
www.aczmendi.net sitesinden alınmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder