RİSALE-İ NUR HAREKETİ BİR TARİKAT HAREKETİ MİDİR?
"Cenab-ı Hakk'a vasıl olacak tarîkler pek çoktur. Bütün hak tarîkler Kur’an'dan alınmıştır. Fakat tarikatların bâzısı, bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarikler içinde, kasır fehmimle Kur’an'dan istifade ettiğim «acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkidir...» Tarikattan ziyade hakikattir. Şeriattır."()
"Tarîk-i Nakşı hakkında denilen: "Der-târik-i Nakşibendî lazım âmed çâr-terk; terk-i dünyâ, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk" olan fıkra-i ra'nâ birden hâtıra geldi. O hâtıra ile beraber, birden şu fıkra tulü etti:
"Der tarîk-ı ACZMENDİ lâzım âmed çâr-çiz; fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz!"()
Evet Risale-i Nur'un muhteşem müellifi, başlattığı hareketin bir tarikat olduğunu emrediyor. "O tarikler içinde, kasır fehmimle, Kur’an'dan istifade ettiğim; acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür TARÎKİDİR." buyuruyor. Bundan ileri kim söz söyleyebilir. Her Nur talebesi bunu anlamaya çalışmakla mükelleftir, bildiğini okumakla değil. "Tarikattan ziyade hakikattir, şeriattır." emrinin mânâsı sabıkan tahkik edildi. Yani: Tasavvuf değil, hakikattir, şeriattır. Burada da tasavvuf tarikat kelimesiyle ifade buyurulmuştur. Zira örfî mânâda tarikat tasavvuf mânâsında kullanılmaktadır.
"Der-tarîk-i ACZMENDİ..." Hz. Bediüzzaman kurduğu tarikatın ismini ACZMENDÎ olarak emretmiştir. Dört hatveden ibaret, tasavvuf daire-i aziminin tayyına mecbur olmadan, fenâ-fi-r-Resul ve fenâ-fillâh mertebelerine vasıl olan bir tarik...
"Evet hakikat-ı tarikatı -tarikatsız- feyiz suretiyle gördüm ve bir parça aldım... Serî-üs-seyr olan bu zamanın evlâdına, kısa ve selâmet bir tarîki ihsan etmek Rahmet-i Hakîme'nin şânındandır."()
Yani tarikatın tasavvuf merhalesinin tayyına mecbur olmadan doğrudan doğruya hakikattan başlatıp şeriata vasıl eden bir yolu buldum. Bu tarikat herhangi bir tarikatın devamı değildir. Zamanı pek dar olan, her türlü meşakkat ve belalara müptelâ olan şu asrın adamına, böyle kısa ve selametli bir TARİKİ ihsan etmek Allah'ın (C.C) şanındandır.
Sual: Risale-i Nurların birçok yerlerinde tarikat zamanı değil diyor. Bunu nasıl izah edeceğiz?
Cevap: l- Tarikat zamanı değil, diyor, tarikatlar iptal oldu demiyor. Demek zaman değişse hüküm de değişebilir.
2- Tarikatla yani tasavvufla uğraşmak zamanı değil, doğrudan doğruya hakikatten başlayıp, seyr-i sülûkunu tamamlamak zamanıdır. Çünkü tasavvuf dairesini tamamlamaya ne hâl, ne zaman ve ne de şartlar müsait değildir.
3- Bu tabiri ekseriyetle mahkemelerde söylemişlerdir. Evet mahkemeler tarikat yeri değildir. O zaman mahkeme zamanıdır. Tarikat zamanı değildir. Söz doğrudur.
4- Bu emir dahilî bir emirdir, şöyle ki: Hz. Üstad Risale-i Nur talebelerinin kendisiyle berhayat olanlarına emrediyor ki; Risale-i Nur hizmeti üç merhalede kemale erecektir. Şu içinde bulunduğumuz zaman, vazifelerimizden olan ehl-i imanın imânlarını şüphelerden kurtarmak zamanıdır. Bütün gayretinizi bu noktaya teksif ediniz. İmansızlık aklî geliyor, felsefi geliyor. Siz aynı silahlarla onlara mukabele ediniz. Zamanı gelince ehilleri ortaya çıkınca, «inşaallah hizmetimizin kalbi tasfiye, nefsi tezkiye, ruhu tekemmül ve aklı inkişaf» () «merhaleleri layık oldukları ehemmiyet nisbetinde ele alınırlar, zira insanların risalelerden istifadeleri herkesin kendi kemâlatları nisbetindedir.»
Nitekim 2. Emirdağı Lâhikasındaki bir mektup bu mes'eleyi te'vili mümkün olmayacak bir ifade ile halletmiştir. Şöyle ki "şimdiye kadar ben yalnız iman hakikatini düşünüp tarikat zamanı değil, bid'alar mani oluyor diyordum. Fakat şimdi Sünnet-i Peygamberi dâiresinde bütün oniki büyük tarikatın hülâsası olan ve tariklerin en büyük dâiresi bulunan Risale-i Nur dâiresi içine, her tarikat ehli, kendi tarikatı dairesi gibi görüp girmek lazım ve elzem olduğunu bu zaman gösterdi." II. Emirdağ Lâhikası s: 52-53
Bu mektubu Fakir, Hulusi Efendi Hazretleri'nin (K.S) huzurunda okurken Hulusi Efendi şöyle izahatta bulundular. "Üstad ehl-i tarikata diyor ki; Risale-i Nur da bir tarikattır."
Netice 3: Risale-i Nur hareketi de bir mânâda tarikattır. Seyr-ü sülûkunu hakikat ilmiyle ve dört hatvede yapan bir tarikattır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder